Anayasa değişikliğini engellemek için yurt genelinle çeşitli eylemler düzenleyen CHP’nin Soma örgütünde de önceki gün eylem vardı. Şiddetli yağışa rağmen Cengiz Topel meydanında toplanan bir grup partili pankartlar açarak seslerini duyurmaya çalıştılar.CHP Soma örgütünden yapılan açıklamada şu görüşler dile getirildi: ‘Siyasetten anlamıyor ve hoşlanmıyor olabilirsiniz, gündemle ilgili yazılar okumak sıkıcı geliyor olabilir, Devlet memuru olduğunuz […]
Anayasa değişikliğini engellemek için yurt genelinle çeşitli eylemler düzenleyen CHP’nin Soma örgütünde de önceki gün eylem vardı. Şiddetli yağışa rağmen Cengiz Topel meydanında toplanan bir grup partili pankartlar açarak seslerini duyurmaya çalıştılar.CHP Soma örgütünden yapılan açıklamada şu görüşler dile getirildi: ‘Siyasetten anlamıyor ve hoşlanmıyor olabilirsiniz, gündemle ilgili yazılar okumak sıkıcı geliyor olabilir, Devlet memuru olduğunuz için gelecek kaygısıyla görüşünüzü açıkça paylaşamıyor olabilirsiniz, Ya da ekonomik kaygı taşımıyor da olabilirsiniz. Ülkenin genel olarak kötü gidişinden haberiniz olduğu halde bu sizi o kadar da çok etkilemiyor olabilir. Çünkü siz ailenizle, çocuğunuzla veya havuzlu sitedeki evinizde, kazandığınız paralarla kendi kişisel mutlu alanınızı yaratmış olabilirsiniz. En kötü ihtimalle yurt dışına çıkma planları yapıyor olabilirsiniz. En nihayetinde “Ben mi kurtaracağım bu ülkeyi ya!” diyerek hiç bir şeyi umursamıyor bile olabilirsiniz. Ama ne olursa olsun bu Anayasa değişikliği çalışmalarına duyarsız ve sessiz kalma gibi bir hakkınız yok. Görüşmeleri takip etmemek, değişiklik teklifini incelememek gibi bir lüksünüz de yok. Çünkü bu artık bir siyasi parti mücadelesi değildir. Cumhuriyetin temel ilkelerini var güçle korumak veya şapkadan çıkacak yeni rejime boyun eğme meselesidir. Teklif edilen değişikliğin kabul edilmesi halinde “Başkan” sıfatını kazanacak şahıs, koca bir ülkenin kaderini tek başına tayin edebilecek ve yasama ile yargının eli kolu bağlanacaktır. Yargının yürütmeyi denetlemesini ve her zaman bağımsız olmasını sağlayan “Erkler Ayrılığı” ilkesi tarihe gömülecek, bugün baş kaldırdığımız, eleştirdiğimiz ve düzeltmeye çalıştığımız tüm yanlışlar, yasal zemine kavuşmuş olacaktır. Söz konusu yetkiler, sadece bugünkü Cumhurbaşkanı değil, hiçbir dönem ve hiçbir koşulda hiç kimse tarafından tek başına ele geçirilmemesi gereken yetkilerdir. Bu meseleyi aşmayı toplum olarak başaramazsak, Cumhuriyetin yıkılmasına ve ardından teokratik, monarşik bir düzenin kurulmasına tanıklık edeceğiz demektir. Bugün siz kulaklarınızı kapatıp, kendi mutlu kişisel alanınıza çekilip bu mücadeleye destek vermezseniz, yarın o gölge sizin kişisel alanınıza ulaştığında başvuracağınız ve sığınacağınız hiç kimseyi bulamayacaksınız.